İstanbul Sefaköy'de kurulan bir tezgahta 3 kangal sucuğun 150 TL'den satıldığı görüntüler sosyal medyada gündem oldu. Piyasadakilerden çok daha düşük fiyata satılan sucuklar, gıdada sahtecilik konusunu bir kez daha gündeme taşıdı. Gıda mühendisleri, ucuza satılan bu tip ürünlerde hile ve sahtecilik yapılabildiğine dikkat çekti.
İstanbul Sefaköy'de bir pazar tezgahında 3 kangalı 250 liraya satıldığı iddia edilen sucuklar, gıdada hile ve sahteciliği bir kez daha gündeme getirdi.
Kasap ve marketlerde sucuğun kangalı 200 ile 300 lira arasında değişiyor. Kasaplar, yükselen et fiyatları nedeniyle özellikle sucuk, salam ve jambon gibi ürünlerde sahteciliğin daha fazla yapıldığına dikkat çekiyor.
Sucukta yapılan maliyet oyunlarına karşı Gıda Mühendisi Doç. Dr. Murat Doğan, uyarılarda bulundu. Vatandaşın renginden ve görüntüsünden anlayamayacağı hileleri anlatan Doğan, sucukta kemik tozu, sakatat ve bitkisel proteinlerin kullanıldığını, bunların da halk sağlığını tehdit ettiğini dile getirdi.
Doğan, "Sucuk içerisinde kıyma ve baharat karışımından başka bir şey olamaz. Ancak tağşiş dediğimiz yani aldatmaca yapılan işler var. Merdiven altı üretim yerlerinde bunlar yapılabiliyor." dedi. İyi olmayan etlerin kullanıldığının altını çizen Doğan, "Sakatat türü etler, hayvanın kullanılmayan yerleri, pankreası, midesi, bağırsaklarının bir kısmı. Et mezbahadan çıkıyor ve çıktıktan sonra kemikler kalıyor. Bu kemikler ya hayvan yemi olarak gönderiliyor ya da mama olarak yapılması için fabrikalara gönderiliyor. Kemiğin üzerindeki kıymayı tıraşlayarak onu da kullanıyorlar" diyip maliyetlerin düşürüldüğünü dile getirdi. "Ürünü normal fiyatıyla, piyasa fiyatıyla alıyorsanız, bilindik bir yerden alıyorsanız ve markanız da güvenilirse, bir sorun yaşayacağınızı düşünmüyorum." diye konuşan Doğan, "Onun dışında bir panayırda, herhangi bir etiketsiz ürünü aldığım takdirde bunları yaşama imkanım var." dedi.
Doç. Dr. Doğan, "Yapılan şeyler baharatı artırarak istenilen tadı yakalamak. Tarım Bakanlığı bunlarla ilgili çalışmalar yapıyor ama merdiven altı yerlerin bulunabilmesi lazım. Tavuk da karıştırılıyor. Türk Gıda Kodeksine göre sucuk dediğimiz şeyin içerisine kesinlikle tavuk eti olamaz. Yani kanatlı et olamaz. Maliyetleri düşürmek için yapılan bazı şeyler var. Bolca tavuk derisi katılıyor. Tavuğun iç kısımları, kemikli kısımları çamur haline getiriliyor sucuğun içerisine kuter yapılırken katılıyor. Bunların hepsi hem sağlığımızı etkiliyor hem de doğru ürünü tüketmememize neden oluyor." ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Doğan, "Bitkisel protein katıyorlar. Amaç burada, bakanlık tarafından denetim yapıldığında içerisinde protein miktarına bakılıyor. Yüzde 13-14 olması lazım." dedi. Bu miktarın altındaysa etin yerine başka bir şey olduğu anlamının çıkarılması gerektiğini de vurgulayan Doğan, "Bu noktada posa dediğimiz, bitkisel lifler, buğday, havuçların liflerini katıp içerisine suyla birlikte karıştırdıkları takdirde 1'e 6 yani 1 litre su içerisine 6 kilo o liften katıp, kıymanızla karıştırdığınızda 10 kiloya yakın bir sucuk elde ediyorsunuz. Bildiğiniz posa yiyorsunuz." diye konuştu.
Doç. Dr. Doğan, şöyle devam etti: "Vatandaşın yapacağı şey bilindik yerlerden satın alma yapması. Etin fiyatlarını hepimiz biliyoruz. Etin fiyatının çok altında olan bir rakamda kilo sucuk satılıyorsa bunda bir problem vardır. Orada yapılması gereken etiketine bakmak. Nasıl detaylı inceleyeceğiz diyebilirler. Tarım Bakanlığı'nın iznine bakabilirler. Eğer o varsa en büyük kriter sağlanmış oluyor. Arkasından da aldığınız yer güvenilir bir yer mi? Zincir marketlerden alıyorsunuz, uygundur ama halk pazarından tezgahtan, nereden geldiği belli olmayan sucuklar burada etiketi de yoksa, olsa bile muhtemelen üretim izni olmayan bir üründür. Kemiklerin üzerinden alınan, kemik tozu da karışmış olan kıymalar kullanılıyor. Bunların hepsi anlaşılabilir şeyler değil."