Marmara Denizi'nde karides avlamak için denizin dibine bırakılan ağlardan karides yerine onlarca kilo ölü yavru hamsi çıktı. Yasal av sınırından küçük boyuttaki balıkların başka teknelerden denize döküldüğü anlaşıldı.
Marmara Denizi çevresinde karides avcılığı yapan balıkçıların sosyal medyada paylaştığı bir video tartışma konusu oldu. Cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülerde, deniz tabanına yakın noktalarda yapılan karides avcılığında kullanılan algarna tipi ağa; çok sayıda ölü yavru hamsi ve papalina (çaça) balığının takılı halde bulunması dikkat çekti. Balık ve karidesi birbirinden ayırmaya çalıştığı görülen balıkçıların duruma, "Gırgırlar sağolsun, karidesçinin son hali bu, hamsiden karides görünmüyor." ifadeleriyle isyan ettiği görüldü.
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi ve Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Saadet Karakulak gırgır avcılığında kullanılan elek sistemlerine ve kullanılan av ekipmanlarının deniz ekosistemine etkilerine dikkat çekti, sosyal medyada tartışılan görüntüyü izledikten sonra uyarılarda bulundu. Karakulak, "Karides ağlarına, algarna ağlarına hamsinin girmemesi lazım. Algarna dipte bulunan canlıların avcılığını gerçekleştirir. Eğer, algarna ağlarına hamsi ya da diğer balıklar giriyorsa ölü olduğunu düşünüyoruz. Balıkçılar da hem ölü hem yavru olduklarını belirtiyor. Bu bize bölgede endüstriyel balıkçılığın özellikle gırgır balıkçısının hamsiyi avladığını, minimum avlanabilir boy altındaki yavru balıkların avlandıktan sonra denize boşaltıldığını göstermekte. Balıkçılar aslında hedeflediği türü yakaladıktan sonra içinde minimum boy altında yavru balıklar olabilir fakat yasal olarak yüzde 15'e kadar müsaade edilmektedir. Avlanılan ürün çok fazla küçük bireylerden oluşuyorsa, balıkçılar son yıllarda elek sistemleri geliştirerek küçük balıkların ayıklanmasına geçiyorlar. Maalesef, bu sistemden geçen balığın yaşama imkanı yok, bu da bize yavru balıkların hepsinin öldüğünü göstermekte. Aslında bu ıskarta avcılığını önlemek yavru bireyleri korumak için mutlaka bu elek sistemlerinin gözden geçirilmesi, gerekiyorsa yasaklanması ya da gırgır ağ göz açıklıklarının daha da artırılarak balıkları korumamız gerektiğini göstermekte" ifadelerini kullandı.
Karakulak, “Tabi şu an yeni doğmuş bireylerin avcılığı söz konusu. Bu bireyleri koruyacağız ki önümüzdeki balıkçılık sezonunda balıkçılar avlayabilsin. Mutlaka avcılıkta önlem alınması gerekiyor, ya elek sistemleri yasaklanacak ya da eğer avcılığın çoğu yavru balıklardan oluşuyorsa mutlaka balıkçılığın durdurulması lazım." dedi. Marmara Denizi'nin son yıllarda hassas bir ekosistem olduğunu vurgulayan Karakulak; müsilaj gibi olayların, deniz anası, alg patlamalarının yoğun yaşandığı bir ortam olduğunu dile getirdi. Karakulak, "Balıklar zaten bu olumsuz durumlardan etkilenirken mevcut balıkların da böyle aşırı avlanması tabi deniz canlılarının olumsuz etkileyecek, ekosistemde bozulmalara yol açacak, deniz ekosistemini korumadan sürdürülebilir balıkçılık mümkün olmaz. Ekonomik bir kayıp söz konusu, insanların protein olarak yararlanacağı canlıların öldürülüp denize atılması bir kayıptır, ekosistemde yavruların aşırı avlanması popülasyonun azalmasına yol açacak." dedi.
Karaköy'de balıkçılık yapan Murat Kalkan, “Şu anda hamsi güzel gidiyor, yağışlar başladıkça daha güzel gider şu an satılan hamsiler Karadeniz Bölgesi'nden. Marmara'da da avcılığı yapılıyor ama bize fazla denk gelmedi, hep Karadeniz'den ya da İzmir tarafından gelir. Müşteri, Marmara hamsisini tercih etmiyor lezzet bakımından." dedi.