Her yaşta genç görünen parlak, canlı ve kusursuz bir cilde sahip olmayı hayâl ediyorsanız bazı günlük alışkanlıklarınıza dikkat etmelisiniz. Yaşlanmayı tersine çeviren bazı alışkanlıklar sayesinde vücudunuza gençlik aşılayabilirsiniz. İşte yaşlanmayı tersine çeviren 8 ipucu.
Vücut ve cilt sağlığı için su tüketimi büyük önem taşıyor. Cildin elastikiyetimi ve dokusunu korumak için her gün 8-10 bardak su içmeye özen göstermelisiniz. Kuru cilt, ince çizgilere yol açarak olduğunuzdan daha yaşlı görünmenize neden olabilir.
Günde sekiz ila on bardak su içmeniz önerilir, ancak bu bireysel ihtiyaçlara göre değişebilir. Su içmenin ötesinde, karpuz, salatalık ve portakal gibi su içeriği yüksek yiyecekleri diyetinize dahil etmek büyük bir fark yaratabilir.
Antioksidanlar, stres ve UV radyasyonu nedeniyle oluşan serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olurlar. Bu zararlı moleküller cilt hücrelerine zarar vererek erken yaşlanmaya yol açabilir. Çilek, turunçgiller ve yapraklı yeşillikler gibi antioksidan açısından zengin besinler cilt hücrelerini hasardan korur ve yaşlanma belirtilerini yavaşlatabilir. Özellikle C vitamini, cildi sıkı ve dolgun tutan protein olan kolajen üretimine yardımcı olduğu için çok önemlidir.
Somon, ceviz ve keten tohumu gibi besinlerde bulunan Omega-3 yağ asitleri, cildinizin doğal bariyer fonksiyonunu destekleyerek nemli kalmasına yardımcı olan sağlıklı yağlardır. Omega-3'ler ayrıca akne gibi rahatsızlıklarda bir faktör olabilen iltihabı azaltır ve yaşlanmayı tersine çevirmeye yardımcı olur.
Havuç ve ıspanak gibi besinlerde bulunan A vitamini, cilt hücresi üretimini destekler ve akne gibi rahatsızlıklara yardımcı olabilir. Tohum ve mercimekten elde edebileceğiniz bir mineral olan çinko, yara iyileşmesinde ve yağ üretimini kontrol etmede rol oynar ve bu da sivilcelerle mücadele eden herkes için faydalıdır.
Yüz yogası, dolaşımı iyileştirmek, yüz kaslarını tonlamak ve cildin esnekliğini artırmak için tasarlanmış bir dizi yüz egzersizidir. Düzenli yüz egzersizlerinin cildin görünümünü ve yüz kaslarının yapısını iyileştirdiği gösterilmiştir.2018 Northwestern Üniversitesi araştırmasına göre, düzenli olarak 30 dakikalık yüz egzersizleri yapan 40 ila 65 yaş arasındaki kadınlarda, özellikle çene çizgisi ve yanaklar çevresinde yüz dolgunluğunda belirgin artışlar görüldü.
Düzenli fiziksel egzersiz, genel sağlık üzerindeki olumlu etkileri açısından kapsamlı bir şekilde incelenmiştir ve son araştırmalar, hücresel düzeyde yaşlanmayı önemli ölçüde geciktirebileceğini göstermektedir. Preventive Medicine dergisinde yayınlanan araştırma, daha yüksek fiziksel aktivite seviyelerine sahip yetişkinlerin daha uzun telomerlere sahip olduğunu ve bunun hareketsiz bireylere kıyasla hücresel yaşlanma oranının azaldığını gösterdiğini gösterdi. Telomerler, yaşlandıkça kısalan kromozomlar üzerindeki koruyucu kapaklardır.
Aralıklı oruç vücut sağlığını korumak için uzmanlar tarafından da önerilen bir beslenme biçimi. Hücrelerin hasarlı bileşenleri ortadan kaldırdığı ve kendilerini yenilediği bir süreç olan otofajinin uyarılması, aralıklı orucun başlıca yaşlanma karşıtı avantajlarından biridir. Nature Communications dergisindeki araştırmaya göre, otofaji aralıklı sırasında tetiklenir ve hücresel hasarı onarmaya ve yaşlanma sürecini ertelemeye yardımcı olur.
Diyetinize yoğurt ve fermente sebzeler gibi probiyotik açısından zengin yiyecekler eklemek daha sağlıklı bir bağırsağı teşvik eder ve bu da daha temiz bir cilde yol açabilir. Bağırsaklarınızı doğru besinlerle beslemek antioksidanlar, vitaminler ve sağlıklı yağlar açısından zengin cildinizin dokusunu önemli ölçüde iyileştirebilir ve yaşlanmayla ilgili değişiklikleri geciktirmeye yardımcı olabilir.
Dış tedaviler bir rol oynasa da, dengeli bir diyetin faydalarının yerini tutamazlar. Su içerek, bağırsak sağlığınızı koruyarak ve besin açısından yoğun besinlere öncelik vererek uzun vadeli cilt sağlığınızı destekleyebilir ve yaşlanmaya meydan okuyabilirsiniz. Parlayan cilt sadece kremler ve serumlarla ilgili değildir. Vücudunuza içeriden dışarıya ne kadar iyi baktığınızın bir yansımasıdır. Bu makale sadece genel bilgi verme amacıyla yazılmıştır ve doktor tavsiyesi olarak ele alınmaması gerekir.