Tütün kullanımı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik, alkol tüketimi, hava kirliliği ve genetik başta olmak üzere pek çok faktör, kansere yakalanma riskini artırabilir. Uzmanlar, beslenme şeklinde yapılabilecek belirli değişikliklerle kanser riskinin minimize edilebileceğini belirtiyor.
Yaban mersini, çok sayıda hastalığı önlediği gibi kanseri de önleyebilir. Yaban mersininin özellikle karaciğer, kolon ve rahim kanserine karşı etkili olduğu bilinir. Bitkide, pterostilben ve ellagic asit gibi kansere karşı koruyucu içerikler bulunur.
Brüksel lahanası, glukozinolatlar ve onların parçalanma ürünü olan sulforafan gibi bileşikler içerir. Bu bileşikler, kanser hücrelerinin büyümesini engelleyerek kanser riskini azaltır.
Havuç, yüksek beta-karoten içeriği sayesinde antioksidan etkiler sunar ve vücuttaki serbest radikallerle savaşarak kanser riskini azaltır. Yapılan araştırmalar, beta-karotenin bağışıklık sistemini desteklediğini ve hücre hasarını engellediğini ortaya koymuştur.
Kuşkonmaz, iyi bir folik asit kaynağı olduğu için yeni hücrelerin gelişimini destekleyip kanser hücrelerinin gelişimini önleyebilir. Aynı zamanda lif yönünden zengindir ve bağırsakları koruyup, kolon kanserine karşı etkili bir rol oynar.
Karnabahar, içerdiği glukozinolatlar ve izotiyosiyanatlar gibi bileşenler sayesinde kanser hücrelerinin büyümesini engelleyebilir. Bu bileşenler, özellikle kolon, akciğer ve meme kanseri riskini azaltabilir.
Elma polifenollerinin, özellikle kuersetin gibi flavonoidleri, çeşitli kanser ve metastaz türlerinin riskini azaltma potansiyeline sahip bir meyvedir.
Toplam 3 porsiyon tam tahıl artışının tüm nedenlerden ölüm riskini yüzde 17, KVH kaynaklı ölüm riskini yüzde 25 ve toplam kanser ölüm riskini yüzde 10 oranında azalttığı kanıtlanmıştır.
Güçlü antioksidanlar olan polifenol içermesi sebebiyle ceviz tüketmek özellikle meme kanseri, kolon kanseri ve prostat kanseri gibi kanser hastalıklarının riskini azaltabilir.
Likopen içeren domates; prostat, akciğer ve mide kanserine karşı koruyu etkiye sahiptir. Likopen, kanser hücrelerinin büyümesini engelleyebilir ve tümör oluşumunun önüne geçer.
Ulusal Kanser Enstitüsü verilerine göre çay, antioksidan bir madde olan polifenol bileşikleri içerir ve bu da kanseri önlemeye yardımcı olabilir. Çayın kanser üzerindeki etkileri konusunda net araştırmalar bulunmasa da, yatıştırıcı ve gençleştirici özellikleri olduğu kabul edilmiştir.
Çileğin içeriğinde bulunan fitokimyasallar, kanser hücrelerinin oluşumunu ve mevcut kanser hücrelerinin yayılmasını engeller. İçerdiği antosiyanin ile vücutta insülin salınımını destekleyerek kan şekerini dengeler. Hücrelerde hasar oluşumunu önleyerek kansere ve viral rahatsızlıklara karşı vücudu korur.
Bal kabağında bulunan yüksek seviyelerde beta karoten gibi antioksidanlar, akciğer veya prostat kanseri gibi belirli kanser türlerine karşı koruma sağlar. Türkiye'de en çok Akdeniz ve Marmara gibi ılıman bölgelerde yetişen bal kabağının özellikle kasım ve aralık aylarında tüketilmesi önerilir. 7 bin 500 yıl önce keşfedildiği bilinen bal kabağı, bağışıklığı güçlendirmesinin yanı sıra göz ve cilt sağlığını da iyileştirebilir.
Ispanak, kanserle mücadelede önemli bir rol oynayan antioksidanlar, vitaminler ve mineraller açısından zengindir. İçeriğindeki lutein, zeaksantin ve flavonoidler, vücudu serbest radikallerin zararlarından korur ve kanser hücrelerinin büyümesini engeller.
Soya ürünlerini sık olarak tüketen Uzak Doğu toplumlarında yürütülen saha çalışmalarında, soya ürünlerinin kanser gelişimini engellediği sonucuna varılmıştır.
Kırmızı üzüm bolca resveratrol içerir. Resveratrol, kansere karşı koruyucu özellik gösterirken kanser hücrelerinin büyümesini de önler. Ahududu, çilek ve yaban mersini gibi orman meyveleri, antikanserojen olan elarjik asit yönünden zengin meyvelerdir.
Kuru fasulye, nohut, kırmızı ve yeşil mercimek gibi kuru baklagiller, hem iyi birer bitkisel protein kaynağı hem de çok iyi bir posa kaynağıdır. Aynı zamanda içerdikleri fitokimyasallar ile kansere karşı mücadele ederler.
Portakalın kansere karşı koruma etkisi, sadece antioksidanlarla sınırlı değildir. Portakalda bulunan lif, kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen ve tümör oluşumunu azaltan prebiyotikler içerir. Ayrıca, portakalın anti-enflamatuar özellikleri de kanserle mücadelede önemli bir rol oynar.
Kara lahanadaki glukosinolatlar ve flavonoidler, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engelleyebilir. Yapılan araştırmalar, kara lahananın özellikle meme, prostat ve kolon kanseri riskini azaltabileceğini göstermiştir.
Üzüm, vücuttaki iltihaplanmayı azaltıp kanser hücrelerinin büyümesini engelleyerek kansere karşı koruma sağlayabilen resveratrol adı verilen antioksidanı bünyesinde barındırır.
Greyfurt vücutta gelişebilecek kanser türlerinin oluşumunun önlenmesinde ve kanser hastalıklarıyla mücadelede oldukça etkili bir meyvedir. Özellikle kolon kanseri ve genellikle ilerleyen yaşlarda erkeklerde oluşabilen prostat kanserine yakalanma riskini azalttığı bilinir.