Bilim insanları, yeni tip corona virüsün (Covid-19) 117 kez mutasyona uğrayan yeni bir versiyonunu keşfetti. Şimdiye kadar bilinen en fazla mutasyona sahip olan Covid-19 varyantı, Endonezya'nın başkenti Jakarta'daki bir kronik enfeksiyon hastasında tespit edildi. Bilim insanları, virüsün bağışıklıktan kaçabileceği ve sessizce yayılabileceği konusunda uyarı yaptı.
Endonezya'da, yeni tip corona virüsün (Covid-19) şimdiye kadar en fazla mutasyona uğrayan varyantı tespit edildi.
Cakarta'da bir hastadan alınan sürüntüden elde edilen Delta varyantının bu versiyonu, 37'si virüsün insan hücrelerini enfekte etmek için kullandığı kilit unsur olan başak proteinini etkileyen113 benzersiz mutasyon sergiliyor. Buna karşılık, Omicron varyantı yaklaşık 50 mutasyon taşıyor.
Adı açıklanmayan bu tür, uzmanlar tarafından şimdiye kadar görülen "en uç" varyant olarak nitelendirildi.
Bununla birlikte, yeni varyantın kökenleri, tek bir hastanın aylarca süren uzun süreli bir enfeksiyon yaşadığı bir durum olan kronik enfeksiyon vakasına kadar uzanıyor.
Kronik enfeksiyonlar tipik olarak AIDS'li veya kanser için kemoterapi gören kişiler gibi bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde görülüyor.
Kronik enfeksiyonların endişe verici yönü, virüsün mutasyona uğraması için geniş fırsatlar sunması ve potansiyel olarak vücudun bağışıklık savunmasından kaçmasını sağlaması oluşturuyor.
Bu durum, doğal bağışıklıktan veya aşıların neden olduğu bağışıklıktan kaçabilen türlerin geliştirilmesi olasılığını artırıyor.
İngiltere’de yer alan Warwick Üniversitesi'nde virolog olan Profesör Lawrence Young, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yerleşik bağışıklığa dirençli olabilecek yeni varyantları tespit etmek için genetik gözetimin önemini vurguladı.Young, bu tür varyantların sessizce yayılabileceği konusunda uyarı yaptı.
Reading Üniversitesi'nde virolog olan Profesör Ian Jones ise kronik enfeksiyonların virüsü daha iyi adapte olmaya ve mevcut bağışıklıktan kaçmaya itebileceğini söyledi.
Öte yandan, bilim insanları şu anda bu varyantın baskın hale geleceğini veya küresel bir kilitlenmeyi tetikleyeceğini gösteren hiçbir kanıt olmadığını vurguladı.