Uzay yolculukları, Dünya dışındaki yaşam izlerini arama, gezegen atmosferi ve iklimi hakkında daha fazla bilgi edinme gibi birçok alanda kritik veriler sağlar. Bu yolculuklar, astronotlar için büyük cesaret ve dayanıklılık gerektiren bir deneyimdir. Uzaya fırlatılma fikri ne kadar korkutucu olsa da, astronotlar asıl tehlike ve korkunun geri dönüş yolculuğunda başladığını belirtiyor.
Uzay yolculuğu, insanlık için bir keşif ve cesaret sınavı olmanın yanı sıra, astronotlar için de sayısız zorluk ve tehlike barındırıyor. Astronotlar, özellikle Dünya'ya dönüşün, bu zorlukların en korkutucu olanı olduğunu belirtiyor.
2018 yılında National Geographic’in "One Strange Rock" belgeselinde yer alan birkaç astronot, Dünya'ya geri dönüşün "bir astronotun yapabileceği en tehlikeli şey" olduğunu belirtti.
Dönüş sırasında, uzay aracındaki pencereden dışarı bakıldığında, 3 bin derece sıcaklıkta turuncu ve mor alevler görüldüğünü belirten astronotlar, bu anın oldukça korkutucu olduğunu vurguladı.
Dünya'ya dönüş yolculuğunun bu kadar korkutucu olmasının nedeni, hız, ses hızını bile geçen uzay aracının saatte yaklaşık 27 bin 300 kilometre gibi inanılmaz bir hızla atmosfere girmesi.
Uzay yolculuğu, insan vücudu üzerinde birçok riski barındırırken, astronotların Dünya'ya dönüşü sonrasında sağlık sorunları da ortaya çıkabiliyor.
Bu ayın başlarında, SpaceX Dragon kapsülünde 200 gün geçiren dört astronot, Dünya'ya indikten hemen sonra hastaneye kaldırıldı. Florida'ya 25 Ekim'de inen ekip, "aşırı tedbir" amacıyla Ascension Sacred Heart Pensacola Hastanesi'ne götürüldü. NASA, astronotların sağlık durumlarının iyi olduğunu söyledi ancak hastaneye kaldırılmalarının nedenini açıklamayı reddetti.
Astronotlar Matthew Dominick, Michael Barratt, Jeanette Epps ve Alexander Grebenkin'in sağlık durumlarının iyi olduğu, ancak tıbbi mahremiyet nedeniyle daha fazla bilgi paylaşılmadığı belirtildi.